Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan bir üyemizin, muvafakati alınmaksızın ve süresiz şekilde Erzurum İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne görevlendirilmesine ilişkin idari işleme karşı açtığımız davada, mahkeme yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

MAHKEME KARARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

657 sayılı kanunun ek 8/f maddesi hükmünce “geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır.” 8/e maddesi hükmünce “geçici süreli görevlendirmenin, memurların göreviyle ilgili olması şarttır.” 45. maddesi hükmünce “hiçbir memur sınıfının dışında çalıştırılamaz.” hükümleri düzenlenmiştir. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli 18 personel muvafakati alınmaksızın geçici görevlendirme ile Erzurum İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne emrine atanmış ve görev tanımlarına aykırı bir biçimde görevlendirilmiştir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliği’nin 124. maddesi hükmünce yabancıların parmak izi, avuç içi, retina, ses taramaları, fotoğrafları gibi kişisel verilerinin alınması işlemlerinin Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 21. maddesi hükmünce yeterli donanıma sahip, parmak izi ve göçnet eğitimi almış kişilerce yerine getirilmesi gerekir.


Mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde ataması yapılan personele herhangi bir eğitim verilmemiştir. Parmak izi alma, göçnet kullanımı gibi işler verilerek sorumluluk yüklenecek personelin yaptığı iş ve işlemler hukuka aykırı olacağı gibi yeterli eğitim verilmeksizin yapılan bu görevlendirmeler hizmetin aksamasına neden olacaktır. Erzurum il merkezine 50 km mesafede olan göç merkezinde görevli polis memurlarının görevlerine son verilerek, silahsız ve savunmasız, sağlık durumu Emniyet Hizmetleri Sınıfında çalışma şartlarına uygun olmadığı için sınıf değişikliği yapılarak Genel İdare Hizmetleri sınıfında görevlendirilen personelin Aşkale ilçesinde bulunan merkeze muvafakati alınmaksızın atanması telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır.

Üyelerimizin sağlık sebeplerinden dolayı tedavileri Erzurum il merkezinde devam ettiğinin kurumları tarafından bilinmesine rağmen yapılan bu atamada idarenin takdir hakkını kamu yararı ve hizmet gereği değil, keyfi olarak personeli cezalandırma amaçlı kullanıldığını göstermektedir.

Nitekim, Danıştay 8. Dairesi 24.06.2011 tarih ve E.2011/1214 K.2011/3344 sayılı kararında “…(Takdir yetkisi) keyfi bir hareket yetkisi olmayıp, ancak mevzuatın belirlediği alan içerisinde hukuka uygun bir şekilde kullanılabilir. Takdir yetkisine dayalı işlemlerin hukukun belirlediği sınırlar ile kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerektiği idare hukukunun en temel ilkesidir.” ve Danıştay 5.Dairesinin 206.02.2008 ve E.2007/3505 K.2008/1003 sayılı kararında”…(Takdir) yetki(si)nin mutlak ve sınırsız olmadığı, hukukun genel ilkeleri ile kamu yararı ve hizmet gerekleri ölçütü sınırları içinde kullanılabilecek nitelikte bulunduğu kuşkusuzdur… ” şeklinde karar vermiştir.


Kanuna aykırı olarak yapılan bu atamalar ve hatalı görevlendirmelere acilen son verilmesini talep
ettik.